Timüs, tiroit bezinin altında ve soluk borusunun üstünde bulunan adeta savunma sistemimizin bir komuta ve eğitim merkezi gibi çalışan lenf bezidir. Kemik iliğiğinden T hücreleri yani lenfositler Timüs bezine göç ederler. Timüs bezindeki lenfositler aldıkları görev eğitiminden sonra bağışıklık için salınırlar .
Çocuk yaşlarda tam ağırlığı olan 35-40 gr civarındadır. Yaş ilerledikçe küçülür ve fonksiyonunda azalma olur bu da savunma sistemimizde zafiyet oluşturur.
TİMÜS BEZİ NE İŞE YARAR?
Doğumdan önce ve doğumdan hemen sonra kemik iliğinden kök alan T lenfositleri timüse göç ederler. Timüse giren T hücreleri ya da diğer adıyla TİMOSİTLER önce kortekse yerleşirler. Timüs bezi ileri yaşlarda küçülünce T lemfositleri kemik iliğinde yapılmaya devam eder. Bunlara B hücreleri denir. T hücrelerinin doğru çalışması için D3 vitamini, çinko ve İyot mineralleri önemlidir.
Bu Covid-19 salgınında adı sıklıkla geçen Sitokin fırtınası, virüsün tetiklediği savunma sistemimizin aşırı reaksiyonunun adıdır. Dost olan savunma sistemi kendi hücrelerini düşman gibi görüyor ve saldırarak kendi vücudunu yok ediyor. Covid19 da virüsten ziyade sitokin fırtınası kişinin ölümüne sebep oluyor. D3 vitamini ve çinko minerali yetersiz olursa sitokin fırtınasının oluşması engellenemiyor. Antijenlere yanıt vermeyen T hücreleri apoptozis (hücre ölümü) ile ortadan kaldırılır. Eğer bu lenfositler ortadan kaldırılmazsa otoimmün hastalıklar ortaya çıkar.
Timüste üretilen lenfositler kazanılmış bağışıklık için temel öneme sahip T lenfositleridir. Çocuklarda bazı durumlarda, timüs bezinin işlevi azalır, bu da bağışıklık sistemini zayıflatır, enfeksiyonlara ve alerjilere yatkınlığı artar. Çocuklar sık sık hastalanmaktan muzdaripler, hafif hastalıklar bile kolayca kronikleşebilir. Vücutta T-lenfosit eksikliği belirtiler arasında: şiddetli terleme, boğazda şişme ve/veya boğaz ağrısı, lenf düğümlerinde şişme, depresyon ve immün yetmezlik hastalıkları. Erken yaşta yetersiz beslenme ve protein eksikliği, yavaş veya sınırlı timüs büyümeye neden olarak lenfositlerin normal işlevini azaltır. Bu nedenle yeterli protein içeren dengeli bir beslenme önemlidir.
Timüs yaşla birlikte gerileyen bir organdır. Ayrıca kortikosteroid (vücutta böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormon) hormonlarının uyarılarından da etkilenir. Kortikosteroidler lenfosit sayısının azalmasına, mitoz (ana hücrenin bölünerek iki yeni hücre oluşturmasına denir) hızında düşmeye ve kortekste bozulmaya sebep olur. Fazla heyecan, stres gibi durumlar da timüsü atrofiye (normal büyüklükteki bir organın sonradan küçülmesidir; edinsel bir olgudur) uğratarak görevini yapamaz hale getirebilir bunun sonucu immün cevap azalır.
Genetik bir hastalık olan DiGeorge sendromu gibi (22.kromozomdaki bozukluktan kaynaklanan ırsi bir hastalıktır: tekrarlayan enfeksiyonlar, havale geçirme, sıra dışı yüz görünümü ve doğuştan gelen kalp problemlerinin bir arada bulunduğu bir durumdur) timüsün yokluğu veya azlığı ile giden hastalıklarda immün yetmezlik sebebiyle hastalar enfeksiyonlara açık hale gelir.
Timüs bezinde meydana gelecek titreşimlerin sıklığı kişinin genç ve sağlıklı yaşamasıyla paralellik gösterir. Yani Timüs bezi ne kadar çok titrerse kişi o kadar genç ve sağlıklı yaşar. Atabileceğiniz bir ” Kahkaha ” veya göğsünüze vurabileceğiniz hafif dokunuşlarla Timüs bezinin titreşmesini sağlayarak direnç kaybını en aza indirebilirsiniz.
Ergenlik döneminde timüs üzerinde testosteron ve östrojenin eğitilebilmesi için 2 kapsül oluşur. Bu da hem işlev hem de ağırlık olarak timüs bezinin büyüklüğünü etkiler. Eğer bu kapsüller gelişmez ise ilerleyen yaşlarda eğitilemeyen östrojen ve testosteron hücreleri işlevsiz hücrelere dönüşerek kansere zemin hazırlar. Erkelerde kısırlık, prostat ya da testis kanseri; kadınlarda kısırlık, meme ya da rahim kanseri görülebilir.
Timüs bezi kanser riskini ortadan kaldırıyor
Kanseri önleme üzerine çalışmalarda timüs bezinin işlevleri artırıldığında bedenin her türlü kanserden korunmak ve kurtulmak için büyük bir yetenek kazandığını ve kanser riskini ortadan kaldırdığını ispatlamıştır.
Hipofizden salınan endorfin (vücutta bulunan morfin; opioit benzeri etki gösteren peptit yapıda hormonlardır) ve serotonin (insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir) seviyesi timüs bezinin işlevsel olarak devamlılığını etkiler. Endorfin ve serotonin timüsü uyararak vücut için mutluluk, iç huzur, denge ve sakinlik getirir. Aynı zamanda gülümsemek timüs bezini güçlendirir. Bununla birlikte 2009 yılında yapılan bir çalışmada çinkonun yaşla birlikte vücutta azalmasına bağlı olarak timüs fonksiyonlarını ve timüsten salınan T hücrelerinin bozulmasına neden olduğu bulunmuştur.
Aşırı sinirli ve alıngansanız bu paragrafı daha dikkatli okuyun:
Stres çağımızın hastalığı olarak nitelendirilmeye devam ettikçe serotonin, endorfin salınımı düşecek, gülümseme hayatımızdan silinecek. Böyle durumlarda ilk etkilenen organımız da timüs olacak kuşkusuz. Ayrıca kortizol üretimi stresle artar bu da timüs bezini baskılar. Kaygı seviyesi düşük ve stresten uzak olan yaşlılarda yapılan çalışmalarda timüs bezinin büyüklüğü erişkin dönemdekilerle aynı boyutta olduğu bulunmuştur. Hayattan zevk almama, aşırı sinirlilik, duygu durumunda ani değişiklikler, olaylar karşısında aşırı alınganlık ve hassasiyet timüsün aktivitesindeki bozulmaların habercisidir. Bu nedenle timüs üzerine uygulanabilecek 8 sekiz şeklindeki masaj ya da darbeleme, dilin damağa değdirilmesi gibi hareketler timüsü dışardan uyarmak için yeterlidir.
Aşırı üzüntü anında özellikle kadınların göğüslerine vurduklarını görmüşüzdür. Bu olay tamamen beyin tarafından yapılan yani refleks kaynaklı bir harekettir. Kişi göğsüne vururken Timüs bezini titreştirir ve üzüntü kaynaklı olarak bağışıklıkta gelişen direnç kaybının önüne geçer. Kahkaha atmak bağışıklık sistemini güçlendirir ve sizi genç tutar. Hayata daima gülümseyerek bakın ve bol bol kahkaha atmayı unutmayın.
Aynı zamanda Refleks Terapi yöntemi ile timüs üzerine yapılan çalışmalar timüs bezinin fonksiyonları üzerinde olumlu sonuçlar sağlamaktadır. Hatta evde her gün 10 dakika zamanınızı ayırarak yapacağınız basit dokunuşlar ile timüsü uyarıp aktivasyonunu daha uzun süre koruyabilirsiniz. Tabii ki bol bol gülmek en kolay yöntemlerden bir tanesidir.
Timüs için Destek ürünlerinde: hormon, zararlı ve GDO’lu maddelerin bulunmadığına dikkat edilmeli. Ürünlerin içeriğinde protein, timosin, timopoietin bulunmalı. Ve Bunlar da otla beslenen hayvanların organlarından elde edilmiş olmalı. Bir diğer destek formulasyonda ise ekranda gördüğünüz tablodaki etken maddeler ve miktarlarının bulunması önemlidir.
Şu anda ülkemizde bu ürün bulunmamaktadır. Bilgi amaçlı paylaşılmıştır.
Sizlerle bu bölümde bağışıklığın önemli organı olan timüs hakkında bilgilerimizi paylaştık, faydalı olmasını umuyorum.
Kalın sağlıcakla….
Sözlük:
Antijen: vücuda girdiğinde antikor oluşmasına yol açan virüs, bakteri ve parazit gibi protein yapısında bir madde.
Otoimmün hastalık: bağışıklık sistemimizin vücudunuza yanlışlıkla saldırdığı bir durumdur.
Timüs bezi: T hücrelerini (lökositler) salgılayan bağışıklık için çok önemli bir organdır.
Kortizol hormonu: stres sonucu böbreküstü bezlerinden salgılanan bağışıklığı baskılayan hormondur.
Östrojen hormonu: kadınlarda daha fazla bulunan temel cinsiyet hormonlarından birisidir.
Testesteron hormonu: androjen grubundan doğal erkek cinsiyet hormonu.
Seratonin hormonu: insanda mutluluk, canlılık oluşturan nörotransmiter. Sinir hücreleri arası iletişim sağlar.
Endorfin hormonu: vücudumuzda ağrının azalması için beyin dokuları tarafından üretilen hormondur.
Kaynakça:
Hussain, I., P.H. Win and S. Guduri (February 2, 2006). . eMedicine. Retrieved 2008-09-29.
Huete-Garin, A.; S.S. Sagel (2005). “Chapter 6: “Mediastinum”, Thymic Neoplasm”. In J.K.T. Lee, S.S. Sagel, R.J. Stanley and J.P. Heiken. Computed Body Tomography with MRI Correlation. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins. pp. 311–324.
Gray, H. (1918). “4c. The Thymus”. . Philadelphia: Lea & Febiger.
